Merkezi Münih’te bulunan İktisat Araştırma Enstitüsü (Ifo), yaklaşık 9 bin firmanın iştirakiyle gerçekleştirdiği nisan ayı Almanya İş Ortamı İtimat Endeksi sonuçlarını yayımladı.
Buna nazaran, martta 86,7 olan sanayi ve ticarete ait İş Ortamı İnanç Endeksi, bu ay 86,9 puana yükseldi. Piyasa beklentisi, Alman iktisadının en değerli barometresi olan endeksin nisanda 85,2 gerilemesi istikametindeydi.
Söz konusu periyotta Almanya’da Ifo Beklentiler Endeksi 87,7’den 87,4 puana gerilerken, Mevcut Durum Endeksi ise 85,7’den 86,4’e yükseldi.
Ifo’nun açıklamasında, “Almanya’da şirketlerde (ekonomiye) inanç biraz arttı. Şirketler mevcut iş durumlarından daha şad ancak beklentiler istikametinden daha karamsardı.” sözleri kullanıldı.
Alman imalat bölümünde itimadın bir evvelki ayki güçlü artışın akabinde nisanda tekrar düşüş gösterdiği belirtilen açıklamada, bu durumun, bariz formda daha karamsar beklentilerden kaynaklandığı kaydedildi.
Ifo Başkanı Clemens Fuest, veriye ait değerlendirmesinde “Şirketler açısından belirsizlik arttı. Alman iktisadı türbülansa hazırlanıyor.” sözünü kullandı.
Alman iktisadı büyümede zorlanıyor
Tarife savaşları ve ABD Başkanı Trump’ın bazı açıklamaları, global ticaret üzerindeki olumsuz tesirlere ait telaşları körüklerken, bu durumun Alman iş dünyasının itimadını baskılaması nedeniyle, nisanda ülkede özel bölümün faaliyetleri yine daralma bölgesine girmişti.
Martta 51,3 olan Bileşik Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) nisanda 49,7’ye gerilemişti. Endeks dört aydır birinci kez faaliyetlerde büyümeyi gösteren 50 düzeyinin altına düşmüştü.
Öte yandan, bölgedeki öteki ülkelere kıyasla daha büyük oranda imalat bölümüne bağımlı olan Alman iktisadı, üretimdeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.
Ülke iktisadı, 2024’ün tamamında bir evvelki yıla nazaran yüzde 0,2 geriledi. Çin ile artan rekabet ve yapısal sıkıntıların ekonomiyi frenlemesiyle arka arda ikinci yıl küçülme yaşandı. İktisat, 2023’te yüzde 0,3 daralmıştı.
Almanya Merkez Bankasının iktisada ait 24 Şubat’ta yayımlanan raporunda, kurulacak koalisyon hükümetinin güçlü ekonomik ortamda vazifeye başlayacağına işaret edilerek, temel eğilim açısından iktisadın sakinlik içinde sıkışıp kalmaya devam ettiği aktarılmıştı.
