Atatürk Üniversitesi Türk Lisanı ve Edebiyatı Öğretmenliği Kısmından mezun olduktan 1 yıl sonra görüntü izleyerek el sanatıyla ilgilenmeye başlayan Sezer, sıkı bir çalışmayla el hünerini geliştirdi.
Tarihi şahsiyetleri, Türk kültürünü simgeleyen nesneleri ve kuşları temin ettiği halılara resmeden Sezer, el emeği eserlerini satarak çıkar sağlıyor.
Yapraklara da Çin iğnesi tekniğiyle figürler nakşeden Şeyma Sezer, AA muhabirine, bu sanata hobi olarak başladığını ve izlediği görüntülerle dizaynlar yaptığını söyledi.
Çalışmalarında Erzurum’un klasik ve yöresel ayrıntılarına dikkati çekmeye çalıştığını söz eden Sezer, şöyle konuştu:
“Halı çalışmamda birinci evvel tarihi bir şahsiyet olan Nene Hatun’u resmettik. Nene Hatun tablosu takipçilerimiz tarafından çok sevildi, çok takdir gördü. Halı motifleri ile tarihi şahsiyetleri birbirlerine harmanlayıp ortaya bir tasarım sunuyoruz. Toplumsal medyada birinci sayfamızı açtığımızda çok müşterimiz yoktu ancak ilerleyen yıllarda eforla çalışmalarım sürdü ve bir talep oluştu. Bununla birlikte mesken bütçesine de katkı sağlıyoruz. Birebir vakitte devletimizin bize sunduğu konutta çalışan bayanlar için ‘vergi muaf belgesi’ oluyor. Vergi muaf dokümanlarımızı de çıkardık. Bu biçimde müşterilerimize hizmet vermeye çalışıyoruz.”
“AYAK ALTINDAKİ YAPRAKLARI DA BAŞ TACI YAPIP SANATA DÖNÜŞTÜRDÜK”
Sezer, konutta iki çocuğuyla vakit geçirdiğini ve boş vakitlerinde bu çalışmaları yaptığını belirterek, üretim yapma çabasında olduğunu anlattı.
Bundan sonraki çalışmalarında Anadolu’nun fethini gerçekleştiren Sultan Alparslan, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi’yi ve tasavvuf edebiyatından şahsiyetleri yapmayı hedeflediğini lisana getiren Sezer, “Ayak altındaki yaprakları da baş tacı yapıp sanata dönüştürdük. Yaprak, Çin iğnesi teknikleri ile tek kat iplerle işlendi. Muhakkak yaprak işlemesi boya değil, iğne ve iplikle yapıldı. Hepsi el personelliği ile tek tek işleniyor. Yaprağı da tıpkı formda narin bir biçimde kırmadan, dökmeden işlemeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
Geleneklerin unutulmaya yüz tuttuğuna değinen Sezer, şunları kaydetti:
“Toplum olarak geleneklerimizi çok unuttuk. Geçmişten gelen ömrümüz, nostalji yaşamamız tarih olma yolunda gidiyor. Ben bunu unutturmak istemiyorum. Evlatlarıma da benden sonra gelecek insanlara da Erzurum halkına da Türkiye’de bunu hatırlatmak ismi altında eserlerimde daima nostalji, eskiyi, geleneklerimizde olan ayrıntıları işlemeye çalışıyorum.”
