Trafik kazası sonrası ağır bakımda karşılaştığı kimliği bilinmeyen, konuşamayan ve yürüyemeyen felçli bir Rus gence 10 yıl boyunca istekli olarak annelik yapan Gülsüm Kabadayı’nın ömür hikayesi, “Bi Umut” ismiyle sinema sineması oldu. Yapımcılığını Mustafa Uslu, Talha Orhan ve Ufuk Balkis’in ortaklaşa yürüttüğü sinemanın çekimleri Antalya ve Moskova’da sürüyor. Sinemanın senaryosunu Mustafa Uslu ve Mert Dikmen birlikte kaleme alırken, direktörlüğünü ise Gökhan Arı yapıyor.
Film, bu yılın sonunda Türkiye, Rusya, Çin ve 11 Avrupa ülkesinde eş vakitli vizyona girecek. “Bi Umut” sinemasında Gülsüm Kabadayı’yı usta oyuncu Hülya Duyar, felçli Umut’u ise Rus oyuncu Leon Kemstach canlandırıyor. Kemstach, bu sinemayla birinci sefer Türk izleyicisiyle buluşacak. Takımda ayrıyeten Fikret Kuşkan, Arzum Onan, Yüsra Geyik, Celal Öztürk, Hayat Van Eck, Gürberk Polat, Mehmet Esen, Füsun Kostak, Necmi Yapan, Anna Andrusenko, Levent Ülgen, Bora Kırkım, Yağız Terzi ve Tekçe Bircan yer alıyor. Sinema çekimlerinin Antalya ayağı tamamlanmak üzereyken, çekimler önümüzdeki haftalarda Moskova’da devam edecek. Türkçe ve Rusça olmak üzere iki lisanda çekilen sinema, altyazı ve dublaj seçenekleriyle gösterime girecek.
Antalya’da düzenlenen basın toplantısına direktör Gökhan Arı, üretimciler Mustafa Uslu, Talha Orhan ve Ufuk Balkis, oyuncular Hülya Duyar, Leon Kemstach, Fikret Kuşkan, Arzum Onan, Yüsra Geyik ve sinema takımının başka üyeleri katıldı. Toplantıda Gülsüm Kabadayı ve oğulları da yer aldı.
“OSCAR’A BU KADAR GÜÇLÜ BİR ÖYKÜ GİTMELİ”
Basın toplantısında konuşan üretimci Mustafa Uslu, “Bu proje benim kalbime 7-8 yıl evvel düştü. Sonra buna inanan kalpler bir ortaya geldi. En son çok hoş bir kalp daha katıldı bize; Gülsüm anne. Bu sinema yalnızca bir sinema üzere değil, gerçek bir kıssanın birebir sinemaya aktarılması manasında dünyaya örnek olacak. Bu öyküyü Gülsüm anne ve şu an Korkuteli’nde yatmakta olan oğlu Umut yazdı. Bizim vazifemiz bu öyküyü en dokunaklı biçimde gelecek kuşaklara aktarmak” dedi.
Uslu, sinemanın dijital platformlara üç yıl boyunca çıkmayacağını ve yalnızca sinemalarda gösterileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Dijital platformlarda ya da TV kanallarında 2028’den evvel yayınlanmayacak. Ortak yapımcılarla aldığımız bir karardır bu. Büsbütün sinema için çekiliyor, sinema için dizayn ediliyor.”
Mustafa Uslu, sinemanın Oscar amacı taşıdığını vurgulayarak, “2015’te Ayla’yı Oscar’a hazırlıyorum dediğimde benimle dalga geçmişlerdi. Fakat biz o vakit ne yaptıysak artık daha fazlasını yapmak zorundayız. Bu kadar güçlü bir kıssayı Oscar’a hazırlamazsak bu kıssaya ihanet etmiş oluruz. Binlerce sinema çekiliyor dünyada, bu türlü bir öyküye çok az rastlanır. Elimizden gelenin en fazlasını vereceğiz. Montaj süreci ağır olacak. Çok az uyuyacağız lakin ortaya süper bir şey çıkacak” dedi.
Uslu ayrıyeten, sinemanın Türkiye ile birebir anda Rusya, Belarus, Çin ve 11 Avrupa ülkesinde vizyona gireceğini, Kremlin Sarayı’nda Putin’in himayesinde gala yapmayı hedeflediklerini de duyurdu. Gala planları ortasında Pekin, Berlin, Hollanda ve Korkuteli’nde özel gala da bulunuyor.
“OĞLUM SEVGİ GÜVERCİNLERİ UÇURACAK”
Basın toplantısında konuşan Gülsüm Kabadayı ise hislerini şu sözlerle aktardı:
“Umut vefat ettikten sonra dünyaya bir umut olacak. Benim oğlum insanlığı, sevgiyi, merhameti, paylaşmayı, vicdanı verecek. Sevgi güvercinleri uçacak dünyada, barış olacak. Sahiden ben buna inanıyorum.”
“HER ŞEY GERÇEK OLSUN İSTEDİK”
Filmin yönetmeni Gökhan Arı, projeye Temmuz 2024’te dâhil olduğunu belirterek, “Oyuncuların aile üzere hissedebilmesi için birlikte toplantılar yaptık. Gülsüm Anne’nin fedakârlığına sadık kalmak ismine kıssanın gerçekçiliğini bozmamaya çok dikkat ettik. Grubumuza teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“DÜNYAYI DÜZGÜNLÜK KURTARACAK”
Filmin oyuncu takımında yer alan isimler, basın toplantısında hem projeye dair hislerini hem de karakterlerine dair kanılarını paylaştı. Gülsüm Kabadayı’yı canlandıran Hülya Duyar, “Gülsüm anneyi temsil etmek sahiden çok heyecanlı, keyifli ve umutlu. Herkese sevgi verdiğimiz bir ‘umut’ üzere hissediyorum. Birlikte sinema lezzetinde çalışıyoruz” dedi.
Zafer karakterini canlandıran Fikret Kuşkan, sinemanın taşıdığı insani kıymetin altını çizerek, “Dünyayı güzellik kurtaracak. Öteki bahtı yok. Bu sineması tek cümleyle bana özetleyin deseydiniz ‘Dünyayı düzgünlük kurtaracak’ derdim. Küresel çöküntü ve zorlayıcı süreçler içinde bu sinema, uygunluğun kavramını yine hatırlatabilir. Yapımcılarımız, sinemanın güç günlerinde büyük bir yürek gösterdi. Onlara teşekkür ediyorum. Umarım bu kıssa sinema salonlarımızı tekrar doldurur” halinde konuştu.
ARZUM ONAN YILLAR SONRA KAMERA KARŞISINDA
Fatma karakteriyle uzun bir ortadan sonra kamera karşısına geçen Arzum Onan ise, “Bu projeye senaryo gönderildikten sonra dahil oldum. Okuduğumda hissettiğim birinci şey, şu anda bu kıssaya her zamankinden daha çok muhtaçlığımız olduğuydu. Daha fazla merhamet, daha fazla vicdan. Öykünün her sahnesi kalbime dokundu. Yıllar sonra kamera karşısına geçerken gergindim lakin bu kadar sıcak, kucaklayıcı bir grupta olmak bana büyük güç verdi. Fatma, Gülsüm’ün yalnızca arkadaşı değil, her anında yanında olan, yoldaşı olan biri. Bu karaktere elimden geldiğince can vermeye çalışıyorum. Umarım sinema milyonlarla buluşur ve bir umut olur” dedi.
Dr. Aysun karakterini canlandıran Yüsra Geyik, gerçek bir öykünün kesimi olmanın verdiği heyecanı şu sözlerle lisana getirdi:
“Senaryo ve teaser elime ulaştığında sokakta yürüyordum, hafif bir titreme hissettim. Bu kadar etkileneceğimi kestirim etmemiştim. Kıssanın yeterliliği ve gerçekliği çok değerli. Bugün bir kıssa anlatmak, hele ki bu türlü bir periyotta sahiden çok güç. Fakat bu sinemayla umarım o kısır döngüyü kırarız. Aysun, yalnızca doktor değil; yaşananlardan, bu güzellik hareketinden çok etkilenmiş bir insan. O nedenle karakterin içinde birçok duyguyu birebir anda barındırmak benim için çok manalı oldu.”
Filmde Umut karakterini canlandıran Rus oyuncu Leon Kemstach, Türkiye’de birinci kere bir projede yer almanın heyecanını yaşadığını tabir ederek, “Hayatımda yer aldığım 7 projeden biri olsa da bu sinema kalbime en yakın olanı. Grup mükemmel. Hülya Hanım’la oynamaktan çok mutluyum. Bilhassa Gülsüm anne ile tanıştığımda çok duygulandım. Türkçe bilmememe karşın bir bakışıyla ne hissettiğini anladım. Umut karakteri benim için çok özel. Bu rolü en içten hislerle yaşamak istedim. İnsanların beni Leon olarak değil, Umut olarak tanımasını istiyorum. Sevgi ve anne şefkatinin anlatıldığı bu türlü bir öyküde yer almak büyük bir onur. Umarım Rusya’da da gösterime girdiğinde bu sinema hak ettiği pahası görecek” dedi.
